Vajinismus, vajinaya giriş denendiğinde vajinanın dışa yakın kısmını çevreleyen kaslarda yineleyici ve sürekli biçimde istemsiz kasılmaların olması ve penisin girişini engellemesi olarak tanımlanır. Kasılmalara girişle ilgili korkular, kaygılar eşlik eder. Çoğu zaman cinsel birleşmeyi olanaksız kılan bu kasılmayı kadın kendisi yapmaz. Vajina çevresindeki bu kasılmalara bedenin diğer bölgelerinde hatta tüm bedende kasılmalar, bacakların kapanması, titreme, çarpıntı, terleme, bulantı, kusma, fenalık hissi ve ağlama eşlik edebilir.
Vajinismus olan kadınların çoğu kendi cinsel organlarının çok küçük ve anormal olduğunu, vajinanın ya da kızlık zarının bir duvar oluşturduğunu, erkek cinsel organının giremeyeceğini, çok acıtacağını, çok zarar vereceğini, yoğun bir kanama ve ağrı olacağını düşünürler.
Genel olarak Türkiye’de cinsel tedavi amacıyla başvuran kişilerin yaklaşık % 50’sinin Vajinismus olduğunu bilinmektedir. Yapılan bir çalışmada ülkemizde Vajinismus görülme oranının % 8 – 10 arasında olduğu saptanmıştır. Bu oran batılı toplumlardaki oranın yaklaşık 5 katı daha yüksektir. Ülkemizde cinselliği konuşmanın ne denli zor olduğu düşünüldüğünde bu oranların yüksek olması da şaşırtıcı değildir.
Vajinismus nedenleri:
Vajinismusun en önemli nedeni kadına biçilen toplumsal roldür. Kadına biçilen rol genel olarak cinselliği talep etmeyen, istekli olmayan ve kadın cinselliğine değer vermeyen şeklindedir.
Cinsellikle ilgili yanlış inanışlar ve tabular Vajinismus gelişiminde önemlidir. Ülkemizde çocukluktan kalma korkuların, bekaret kavramına verilen önemin, ‘kızlık zarı’ ve ‘ilk gece’ konusundaki yaygın yanlış inanışlarla pekişen kaygıların, geleneksel toplumlarda yakın ilişkilerin yaşanmasındaki zorluklar nedeniyle cinsel deneyimin aşamalı gelişmeyip doğrudan cinsel birleşme ile başlamasının Vajinismus gelişmesinde etken olduğu söylenebilir.
Toplumun cinselliğe bakışı temel etken gibi görünse de bazen Vajinismuslu kadınlarda altta yatan farklı nedenler durumu ağırlaştırabilir. Geçmişteki cinsel tacizler, çocukluktaki aile içi etkileşimler, gebe kalmakla ilgili kaygılar da vajinismusa neden olabilir.
Özetle üzerinde durmak gerekirse kadını her alanda ve cinsellikte “talep eden olmama”, “istekli gözükmeme” vurgularıyla yetiştiren geleneksel tutum Vajinismus ve diğer cinsel işlev bozukluklarının gelişimine zemin hazırlar gözükmektedir. Cinsel eğitimin uygun verildiği, cinselliğin konuşulabildiği, çocukluk yaşlarından itibaren cinselliğin bir haz alma davranışı olarak kurgulanabildiği, kadının cinselliğine de değer verildiği toplumlarda Vajinismusa daha az rastlanır.
Vajinismus tedavisi:
Vajinismusun bugün için bilimsel olarak başarısı kanıtlanmış tek tedavi yolu cinsel terapidir. Cinsel terapiye en iyi ve en kısa sürede yanıt veren cinsel işlev bozukluğu olduğunu söyleyebiliriz. Vajinismusta uygun cinsel terapiyle yüzde yüze yakın düzelme olur.
Psikoterapide öncelikle diğer cinsel işlev bozukluklarında da olduğu gibi Vajinismus çiftin sorunu olarak kabul edilir. Çoğu erkek Vajinismusu bir hastalık olarak kabul etmez, sorunun sadece kadında olduğunun dolayısıyla tek başına tedavi edilmesi gerektiğini düşünür. Hatta zamanla erkekler bu durumu bir reddedilme olarak algılayıp kırgınlık ya da öfke de duyabilirler. Yine zaman içinde erkeklerde de cinsel isteksizlik ve sertleşme bozukluklarına da neden olabilir.
Vajinismus tedavisi yaklaşık 8-10 seans sürer, bir-iki görüşme ve danışmanlıkla düzelen hafif olgular olduğu gibi uzun süreli tedavi gerektiren zor vakalar da olabilir.
Cinsel terapi dışında tedavisi yöntemleri:
Bugün için bilimsel veriler ışığında Vajinismus cinsel terapiyle düzelmektedir.
- Lokal anestezik jel kullanımı
- Alkol alımı
- İlaç kullanımı
- Hamile kalmak
- Kızlık zarına yapılan müdahaleler
- Vajinaya botoks uygulanması
- Pelvik taban egzersizleri
- Genel anestezi vererek cinsel birleşme sağlanması Vajinismusu ortadan kaldırmaz.
Doyumlu bir cinsel yaşam, sağlıklı cinsellik ve tedavi için Vajinismus tedavisi cinsel terapistler tarafından yapılmalıdır.
Kaynak: CETAD